24 Şub 2011

Haydi baştan başlayalım, "Namus" nedir?

                Müthiş zeki bir toplumda yaşıyoruz. E tabi toplumumuzun zeka ölçütü ataerkil bir toplum olmamız dolayısıyla erkek bireylerin ortalama zekası. Bizler çok zekiyiz, her boku biliriz, kadınlarımızsa salak hiçbir şeyden anlamaz, sokağa yalnız bırakılmaya bile gelmezler, değil mi?
                Bu yazıyı yazma isteğinin gelmesini sağlayan “dipnot.tv”’de okuduğum bir habere iliştirilmiş video oldu. Genellikle doğu ve Karadeniz kökenli insanlara “namus nedir?” sorusu soruluyor ve cevap vermeleri bekleniyordu. E takdir edersiniz ki kuran kursu çağlarından bu yana ezbercilikle yoğrulmuş tekdüze bireyler ezici bir çoğunlukla herhangi bir zeka belirtisi gösteren cevap veremediler. Hani akıllıydınız siz lan?
                Evet biz erkekler çok severiz, sevdiğimize bunu onları eve kapatarak, yeri geldiğinde “anlamıyor” dediğimiz şeyi kabul ettirmek için kaba kuvvete başvurarak da en iyi şekilde gösteririz. Sevgi sözcüğü kullanmak da basitliktir zaten. Ne gereği var. “Karı’yı şımartmayacaksın” değil mi?
                Namus nedir diye sormuşlar bak angutun verdiği cevaba bak:”Namuslu kadın başı örtülü olur, uzun etek giyer, eteğinin altına pijama giyer.” Akıllıyız dedik ya, bu kadar da pratik çözümlerimiz var işte. Süperiz, aslanız, kaplanız.
                Takıldığım nokta ise şu, bu ülkede neden gerekli gereksiz her konuda tanımlama yapma hakkını erkeklere veriyoruz. Ya farkındayım feminist ağzıyla mı yazıyosun diyeneler olucak fakat bunun insani eşitlikler temelinde ele alınması taraftarıyım. Neymiş kadın erkeğin kaburgasından yaratılmış. Yalan! Erkek kadının vajinasından yaratıldı dangalak, çıktığın yeri ne çabuk unuttun? Namus nedir diye sorulur, zaten kadınlarımızın önüne toplumumuz tarafından çekilen en büyük setlerden bir tanesi olan bu kavramın tanım ve pratiklerinin belirlenmesi erkeğe bırakılır. E ama conconcum, sen nası bi insansın?
                Birini seviyorsunuz, onunla aynı yastığa baş koyuyorsunuz, çocuklarınızı büyütüyor, size saçını süpürge yapıyor ama bir balkona çıktığını duymayın. Dayak da cennetten çıkmaydı hani dmi? Benim sizin gibilerle birlikte o cennette olmaktansa zebani ağabeylerimle mangala, eğlenceye kendimi kaptıracağım bir cehennemim var. Bas kömürü, baaaas!
                Geçen haftalarda herifin teki çıktı “açık giyinen kadına tecavüz kaçınılmazdır” dedi. Höst ayı! Ne kadar değer veriyorlar kadınlara değil mi? Siz de fark etmişsinizdir. Ciddi ciddi böyle düşünen milyonlar olduğunu söylememe gerek yoktur sanırım. Kilosu 30 liraya kasaptan alınan etten daha değerli bir şey olarak görmediğini gösterdi o ilahiyatçının kadınlara bakışının. Yazıktır, en büyük günahtır lan!
                Ben böyle insanlarla aynı memlekette yaşadığım için kendime üzülüyorum, yarın eşim dostum çocuğum sokaklarda bu tarz insanlarla aynı alanları paylaşacak, bunların çocuklarıyla aynı okullarda okuyacak diye çok üzülüyorum. Dağdaki çobanla bi meselem yok ama bunlarla da aynı oy hakkına sahip olmak ayrıca üzüldüğüm nokta.
                Netekim bitiriyorum, siz kadınlarımız, yarın anne olacak genç kardeşlerim. Kendinizi ezdirmeyin, okuyun çalışın çabalayın. Siz bizlerden, erkeklerden daha akıllı daha mantıklı oldunuz her zaman, en azından benim hayatıma girenler öyleydi- ve bundan hiçbir zaman gocunmadım. Bu ülke eğer çağ atlayacaksa, büyük bir güç olacaksa, yarın çocuklarımızın büyüyüp aklı selim, yeniliklere önder bireyler olmalarını istiyorsak, yılmayacaksınız. Başarılı erkeğin arkasında değil, bir adım önünde olacaksınız, başarıyı paylaşmanın zevkini tadacaksınız. Erkek egemen toplumumuz beni dellendirdiği sürece sizlere yazmaya devam edeceğim. Namus ve dini sana karşı kullanmalarına, senin hayatını kısıtlama aracı olarak görmelerine de olanak verme, biliyorum ki sen namusu da dini de o gerikafalılardan çok daha saf duygularla yaşıyorsun. Şunu da belirtmeden geçmeyeyim, ben sizleri et parçası olarak değil, kardeş, arkadaş gibi görenlerdenim. Göremeyenler utansın. Utandırın, hatta birlikte utandıralım! Sevgilerimle.            

23 Şub 2011

Valla da Eurekaa Billa da Eurekaa!

                Merhaba canlarım, beni sizler yarattınııız, muck. Bugün hali hazırda uzun bir süredir yapmakta olduğum araştırmalarımın nihayete ulaşıp, bir kısmınıza yardım ve yataklığa dönüşeceği gündür; kutlu olsun! Bu grup “Çirkin İnsan Yavruları”...
                Kim kendini “Çirkin İnsan Yavruları” sınıflandırmasına dahil eder ki a benim babyface kardeşim gibi salak bi soru da sormayın. Yaptım; olazak!
                Gençler, hani siz cepteki tüm parayı üzerinize tek bi bakış çekmek için düşünmeden harcayabilenler, siz arabasına cebindeki son parayla yakıt alıp piyasa yapmaya çıkanlar, çok coolum havası yaratmak için blog yazanlar - hasktir maske düştü - diyeceğim o ki uğraşmayın oğlum bu tarz işlerle. Size şimdi alımlı çalımlı güzel bi hatun nasıl tavlanır onu öğreteceğim. Dikkatler bana... Başlıyoruz.
                Evlat, öncelikle bu kadar çaresiz durumda olduğun için yazık lan sana. Neyse ki Rusya ile aramızda vizeler kalkıyo Mayıs ayında, sen de memleketimize günlük 9 dolara “Her Şey Dahil” fırsatından yararlanmaya gelenler dışındaki Ruslarla tanışabileceksin. Sevinsene lan! Belki evlenirsiniz çocuğunuz filan olur. Adını Fırat koyun. Kız olursa da Duygu koyun zira en sevdiğim isimdir kendi ismimden sonra... muck.
                Oğlum, sen ortalıklarda salınmaya, arabaylan gezmeye, blog yazmaya filan devam et bunlar sorun değil ama şöyle bir gerçek var ki her önüne gelen hatuna yazış yaptığın için, kendisiyle birlikte tüm kadın ırkında olan şeyin bir tek kendisinde olduğunu düşündürüyorsun bu insanlara ve sonra frtncr abin çapkınlığa çıktığında zorluklar yaşıyor. Avrupa’da böyle mi lan! Akıllı ol Türk Erkeği. Abazan kardeşlerim!
                Kimse sevgilisini metroda ya da otobüste ya da ne bileyim İstiklalde aşağı yukarı yürürken tavlamamıştır heralde dimi? O zaman niye bakıyosun lan ayı gibi? Bir kez daha vurguluyorum bak iyi dinle! Sonra bu ayı gibi baktığın hatunlar frtncr’in bulunduğu mekana gidiyolar ve çok kıymetli büyüğünüzün bir tek kaş göz yapması yetmiyor. Tamam sonra babyfaceimi kullanarak olaya farklı bir boyut getiriyo olabilirim fakat bu sizin konunuz değil çünkü ben babyfaceim siz de götüm gibisiniz. Bunu unutmayın!
                Ey abazan Türk Çocuğu. Bak olum, senin en şanslı olduğun zaman ne zaman biliyo musun? Hatunların en down olduğu anlar. Valla bak. Balon gibi şişmiiiiş, nalet, yok efenim Kenan İmirzalıoğlu gibi sevgili istiyorum, yok Fırat Tuncer’den aşağısı kurtarmaz triplerine giren kızları öyle bi bakışta tavlayamazsın. Bu yüzden gel tecrübelerimden faydalan.
                Şanslısın; düşün ki ablamız artık gece eve dönmüş, üzerini değiştirmiş, pembe ve ayıcıklı pijamalarını giymiş. Yani anlıcağın sen bile dönüp bakmazsın suratına. Aha da işte hareket zamanı. Makyajını da temizledi miydiiii al sana işte down olmuş hatun. Şu da olur, sabah yeni yataktan kalkmış, gözlerinin altı şiş, iğrenç mi iğrenç, söz konusu pijamalar yine üzerinde ve buna ek olarak oda osuruk kokuyo! Ne o lan şaşırdın mı? Kızlar da pırtlar. Tabi sen karşı cinsle olan ilişkilerini poz yapmaktan ileriye götüremediğin için bilemezsin işin o tarafını.
                Velev ki bildin, ya bi sktr git!
                Kardeşlerim, yani neymiş, taarruz vakti uyumadan önce ve uyandıktan sonrasıymış çünkü mutlaka o uyuz, gözleri şişik hallerini tuvalet aynasında gördüler, gerçeğin farkına varıp “Tanrııım na kadar çirkinim böhüü, ben kim Fırat Tuncer kim?” diye kendilerine sordular...
                Hatunu buluşmaya ikna ettiniz ama işte çok da iç açıcı gözükmüyo durum zira kız balon gibi şişiniyo da şişiniyo. Bunun da çaresi var. Onu yemeğe götürün. Yani yemek derken “yaşasın yemek yemek”’deki yemek. “Ama o cümlede iki adet yemek var, hangisi bilemedim” diye soracak olanlar da lütfen aramızdan ayrılsınlar. Çok doluyum onlara! Konudan kopmadan, olm mümkünse kebapçıya götürün kızı, verin yedirin adanayı, urfayı, içirin ayranı. Ardından yemekler bittiğinde hemen kalkmayın, bir müddet daha oturun çünkü ablanın yedikleri lop lop et olmaktan ziyade, mide salgısının asidik yapısından ötürü şu anda “gaz” bulutu olma yolunda. Ahahaha, yazık lan ablamız çıkaramaz da o gazı şişer de şişer. Yılmayın! Bekleyin. Bi yerde patlayacak. Patlamadı mı? E tuvalete kaçacak. Dönüşte de tuvalette yaşadıklarını “Hadi yaa ben de insan mıyım? Neydi o öyle?” diyerek çaresizce düşüneceği için, aha da yine sözdü balon. Evet neymiş, tuvalet dönüşleri de çok önemliymiş. Pelinler de zçıyo olm. “Ay yok ben makyaj tazelemeye gitmiştim.” Yeme sen bunu tabi; bak yine tecrübelerime dayanarak söylüyorum, daha kıçına makyaj yapanını görmedim! Tabi bu kıçıma kaş göz çizsem senden daha güzel olacağı gerçeğini değiştirmiyo. Hedefe odaklan sen!
                Neyse ki bu taktiklere hiç ama hiç ihtiyacım yok, ben frtncr’im ve büyük düşünüyorum. Tayyip amcamı örnek alıyorum, yatakta kaplan, sokakta maço filan. Dur lan özel hayata girmeyelim.
                Sen benim talihsiz kardeşim!
                İlk gördüğü kıza Zekai kardeşimizden örnek alarak “davşanım” diyen kardeşim. Üzülme üzülme. Hepsi geçti. Sağlıcakla kal. Dediklermi de unutma lan. Hadeee...

19 Şub 2011

En Sevdiğiniz Fırat is Back!

                Merhaba siz sevgili frtncr sevenleri. Ben de sizi seviyorum merak etmeyin, sevgimiz karşılıklı. Güzel bir Cumartesi sabahı, kahvaltımı yapmışım, gazetemi okumuşum... Tam da sabah tesbihimi çekmeye hazırlanırken aklımda bulanık bir şekilde şeker mi şeker bir arkadaşımın sözleri canlandı. “Sen bu burç işlerine inanmıyorsun ama bunlar gerçeeeek! Sana burcuna uygun bi kız bulucaaaam!” Taam belki tam olarak böyle söylemedi belki ama işte buna benzer bişeydi. Ben de çift diplomalı bir mühendis olarak araştırmaya verdim kendimi, her şey sizler için biliyosunuz.
Bilmeyenleriniz için söylüyorum, ben yay burcuyum. Bugüne kadar şahsıma ne zaman “Yay burcunun özelliği nedir biliyamısaaaaan?” tarzı bir soru gelse kendimden yola çıkarak direk “babyfaceliği” şeklinde yanıtlayagelmiş olduğumdan(frtncr burada present perfect tense’in Türkçe versiyonunu kullanmaya çalışmıştır) pek de konuyla ilgili olmadığım dikkatli gözlerden kaçmamıştır zannediyorum.
                Sonunda bi siteden araştırdım buldum yay burcunun özelliklerni; hasktir o da ne. Beni anlatıyodu valla. İyi saatte olsunlar, nerden tanıyosun lan beni dmi ama?
                Netekim anlaştığım burçlar Koç ve Aslanmış. Kızlar hadi canım biraz hareket. Koç’u bilmem ama, aslan burcuna karşı hele de renkli gözlü olup doğal sarışın olursa karşı konulmaz bi zaafımın olacağını da yazıyodu araştırma. Taam yea, bunu ben uydurmuş olabilirim ama mesaj alındı zannedersem.
                Şimdi ben o yazıyı paylaşayım o zaman sizlerlen, neyi bekleyip durum ki ben burda?
Yay Burcu Kadını ve Erkeğinin Özellikleri

Astroloji - Burçlar - Karakterler
Yay Burcu
22 Kasım - 21 Aralık
TEMEL ÖZELLİKLER
Yönetici Yıldızınız: Jüpiter (Bolluk, neşe ve zenginlik kaynağıdır)
Grubunuz: Ateş, pozitif
Burcunuzun cinsiyeti: Erkek
Üstün yeteneğiniz: Kendine güven
Özelliğiniz: İyimserlik ve girişimcilik
Emeliniz: Büyük üne kavuşmak
Amacınız: Çok gezip görmek, çok seye kavuşmak 
Anahtar Sözcüğünüz: Araştırmacı
Yenmeniz gereken huyunuz: Başkalarını küçümsemek
Uğurlu gününüz: Perşembe
Uğurlu sayılarınız: 3, 12, 582, 934, 2334
Uğurlu taşınız: Turkuvaz
Uğurlu renkleriniz: Mor, menekşe moru ve koyu mavi
Uğurlu çicekleriniz: Leylak, mor menekşe
Uğurlu kokularınız: Nergis, menekşe, zambak
Hoşlandığınız müzik: Pop muziği
Olası hastalıklarınız: Kalça ve uyluk hastalıkları, siyatik, romatizma, akciğer hastalıkları
Çok iyi anlaştığınız burçlar: Koç, Aslan
İyi anlaştığınız burçlar: Oğlak, Kova, Terazi, Akrep
Kötü anlaştığınız burçlar: Balık, İkizler, Başak
Ne iyi ne kötü: Boğa, Yengeç
Başarılı olacağınız meslekler: Bankacılık, komisyonculuk, menajerlik, müdürlük, yöneticilik, politika, yargıçlık, avukatlık, hukuk müşavirliği, memurluk, devlet adamlığı, hocalık, sanatkarlık, araştırıcılık
Burcun ünlüleri: Fatma Girik, Frank Sinatra, Gustave Flaubert, Hülya Koçyiğit, Jane Fonda, Kirk Douglas, Ludwig van Beethoven, Mark Twain, Mehmet Ali Birand, Walt Disney, Winston Churchill, Zeki Müren.


GENEL ÖZELLİKLER
Yay, hayatı kimsenin sevmediği kadar sever ve gayretle ona kendi damgasını vurmaya çalışır. Orta karar başarılar ve geleneksel düşünüş, ona göre dehşet vericidir. Onun ihtiyacı, iyi bir yaşam ve yeni düşüncelerin keşfedilebileceği özgür bir ortamdır.

Yay insanları iyimser, canlı, atılgan, zeki ve rollerinden çok emindirler. 

Cesaretlerini kanıtlayabilecekleri her fırsatı değerlendirirler ve kendilerine yararlı olacağını düşündükleri insanlarla ilişki kurarlar. Yay umudunu, ünlü ve tüm dünyada takdir görmüş, sıra dışı yetenekleri olan kişilere bağlar. Dünyadaki güçlü ve büyük kişilerin yaydığı ışıkla güneşlenir, başkalarının yaptığı işlerle övünmekten çekinmez. Bu burç bir yönetici olarak tanınır. Fakat davranış tarzı ve yapısı her zaman çok sempatik değildir.

Yay insanı, olağanüstü değişkendir. İster istemez Yayı etkileyen ve bir kuğuya ya da bir buluta dönüşebilen Jüpiter akla gelir. Daima yeni ülkeleri keşfetmek onun için çok caziptir. Merakı tatmin olduğunda, bu bölgeler onu artık pek ilgilendirmez.

Yayın bilinen kendine güveni, diğer insanlar üzerinde tıpkı bir kıvılcım etkisi yapar. Bu burç, tereddütlü arkadaşlıkları kayıtsızlıktan kurtarmayı bilir. Bu sırada birçok ceviz kıracaktır. Ancak Yay bunu öyle hoş bir şekilde yapar ki cevizlerin sahibi bundan dolayı darılmaz. Yayı yanlış bir konuda kendini tehlikeye atmakla suçlarsanız, en iyi amaçlara sadece onun sahip olduğu konusunda kendini haklı göstermeye çalışacaktır.

Bir Yayla geçinmek öyle çok kolay değildir. Diğer yandan bu burç olmasaydı, Adem ve Havva’ dan beri dünyada pek bir şey değişmezdi.

Acaba Yayın hayatı nasıl geçer? Her şey asi bir gençlik dönemiyle başlar. Yay her konuda erken olgunlaşmış biridir. Yeni deneyimler elde etmek ve eserleriyle sansasyon yaratmak için yanar tutuşur. Benzer şekilde girişimci Koçlardan farklı olarak,Yay daima hareketlerinin sonuçlarına katlanmaya hazırdır. Çok gelişmiş ve güçlü bir sorumluluk duygusuna sahiptir. Eğitimi için aldığı parayı, eğlence yerlerinde harcamış olan genç bir Yay, gelecek aya kadar parasızlık çekecektir. Babasının gelecek ay kendisine vereceği paradan avans istemeyecek kadar da gururludur.

Yay, aşağı yukarı 30-40 yaşları arasında yetişkin olacaktır. Rahat biri olacak, ona zaruri görünen konforla çevresini kuşatacak, prensip ve meziyetler geliştirecektir. Her şey iyi giderse çevresindeki insanları sarsılmaz bir başarı, hoşgörü ve asilikle yöneten biri olacaktır. Değişime çok fazla inanır. Gerekirse tüm ilke ve kuralları hiçe sayarak, bir günah çıkarma rahibi rolü sergileyebilir. Hemen hemen her Yay, materyalist olduğu hakkındaki tüm suçlamaları reddeder. Buna karşın ileri görüşlü, namuslu, liberal ve hoşgörülü olduğunu iddia edecektir. Namus anlayışı daha iyiye götürme isteğine dayanır ve bu özelliğe gerçekten de sahiptir. Ancak kişiliğinin bu yönünü sadece kendisiyle aynı görüş açısına sahip kimselere açar. Çünkü Yay insanları üç guruba ayırır:”iyi” insanlar, kendisine son derece sadık olan ve her konuda tüm öğütlerini dinleyen iş arkadaşları ve dostlarıdır. “Kötü” insanlar: kendisinden farklı bir anlayışa sahip olan kişilerdir. Ayrıca daha abartılı olarak, Yay bu insanların “aptal” olduklarını düşünür. Aksi halde neden Yayın liderliğini kabul etmesinler ki? “Belli bir düşüncesi olmayan” insanlardan ise, ilk guruba katılmalarını bekler.

Yay iş dünyası hakkındaki hükümleriyle tam isabet kaydeder, ama eğer duyguları ve özel yaşamı iş yaşamına karışırsa, işte o zaman sık sık hatalar yapmaya başlayacaktır. Bu burcun en büyük sorunlarından biriyse, aynı zamanda birçok konuyla ilgilenmesidir. Daima eksen üzerinde olduğu için Yay doğal olarak yeni ve çok yönlü konularla yüzleşmek zorunda kalacaktır. Değişim arzusu onu, ilginç gibi görünen her iddiayı araştırmaya iter. Başarısızlık korkusu ya da girişimlerinin karaya oturması Yaya yabancı olduğu için sorunları genelde küçümser.

Detaylarla uğraşmakta sabırsız olduğundan, bu görevi başkalarına bırakır. Yayın zorluklardan kurtulma repertuarı oldukça geniştir. Sıkıntıya düştüğünde, zekası en yüksek düzeyde çalışır.

Yayı diğer burçlardan ayıran yeteneği vardır. İnsanları kendi ayakları üzerinde durdurmayı ve toplantılar organize etmeyi herkesten daha iyi başarır. Kulüp ve firmaların kurucusudur. Zorluklarla severek başa çıkan Teraziden farklı olarak, kendini büyük guruplara entegre etmek Yayın amacıdır.

Yay yalnızlıktan çok korkar ve bir şeyle meşgul olmadığında derin bunalımlara düşer. Onun için en iyi şey, kendini bir idealle beraber tanımlamaktır. Adalet için savaşacak ve tüm enerjisini başka insanlar için sarf edecek bir yapıdadır. İdealini paylaşmayan insanlar karşısında sevimsiz olacaktır.

7 Şub 2011

Yeni Başlangıçlar Üzerine

Dikkatli olanlarınız hemen fark etmiştir başlıktaki anlatım bozukluğunu... Başlangıçlar zaten yenidir ve “Yeni Başlangıç” denmesinin gereği yoktur. Evet, bu kural çoğu durum için geçerli olsa da bazen bir zaman gelir, genellikle irregular duruma düştüğüm hayatımda olduğu gibi, başlangıçlarınız o kadar çoğalır ve sizi yormaya başlar ki... Bir bakarsınız başlangıçlarınız eskimiş. Tıpkı benimkiler gibi. Heyecansızlık kaplar dört yanınızı, bir rahatlık... Olan bitene en çok birkaç hafta takılma ve ardından hiç olmamış gibi devam etmeler... Bunun tek suçlusu ben değilimdir umarım...
                Başlangıçlarım eskidi, hüzünlü bir şekilde hissediyorum. Hayatımın en güzel günlerini geçirdiğim İrlanda senem bile bitti. Nasıl olsa bitecek diyerek başlıyorum her işe artık. Bitirdiklerim çok, bitirmediklerim daha çok... Fakat nasıl olsa bitecekler. Sonra da hiç olmamışlar, beni ben yapmamışlar gibi arkama bile dönüp bakmayacağım. Projeler, kitaplar, şiirler, kadınlar; hatırımda dahi kalmayacaklar... Hayatlar bitecek yahu daha ne konuşuyorum ki ben?
                Korkmayın bitmekten, bitirmekten... Sonunda frtncr© kardeşiniz size bitmeyen bir şey buldu. Ta taam. Sevgi! Adını sevgi koydum. Siz de onu öyle çağırabilirsiniz kendisini zira adını ben koydum diye kullanmaktan sakın çekinmeyin. Paylaşımcıyımdır bilirsiniz.  
                Şimdi hadi bakim defolun gidin ve sevecek birini bulun. Bulamayanlar korkmasın. Onlar için de bir çare düşündüm. Sevecek birini bulamıyorsanız beni sevin caniiim. Hepinize yetecek babyfacelikteyim. Sevin lan beni! Hadi ben kaçtım. muck