Müthiş zeki bir toplumda yaşıyoruz. E tabi toplumumuzun zeka ölçütü ataerkil bir toplum olmamız dolayısıyla erkek bireylerin ortalama zekası. Bizler çok zekiyiz, her boku biliriz, kadınlarımızsa salak hiçbir şeyden anlamaz, sokağa yalnız bırakılmaya bile gelmezler, değil mi?
Bu yazıyı yazma isteğinin gelmesini sağlayan “dipnot.tv”’de okuduğum bir habere iliştirilmiş video oldu. Genellikle doğu ve Karadeniz kökenli insanlara “namus nedir?” sorusu soruluyor ve cevap vermeleri bekleniyordu. E takdir edersiniz ki kuran kursu çağlarından bu yana ezbercilikle yoğrulmuş tekdüze bireyler ezici bir çoğunlukla herhangi bir zeka belirtisi gösteren cevap veremediler. Hani akıllıydınız siz lan?
Evet biz erkekler çok severiz, sevdiğimize bunu onları eve kapatarak, yeri geldiğinde “anlamıyor” dediğimiz şeyi kabul ettirmek için kaba kuvvete başvurarak da en iyi şekilde gösteririz. Sevgi sözcüğü kullanmak da basitliktir zaten. Ne gereği var. “Karı’yı şımartmayacaksın” değil mi?
Namus nedir diye sormuşlar bak angutun verdiği cevaba bak:”Namuslu kadın başı örtülü olur, uzun etek giyer, eteğinin altına pijama giyer.” Akıllıyız dedik ya, bu kadar da pratik çözümlerimiz var işte. Süperiz, aslanız, kaplanız.
Takıldığım nokta ise şu, bu ülkede neden gerekli gereksiz her konuda tanımlama yapma hakkını erkeklere veriyoruz. Ya farkındayım feminist ağzıyla mı yazıyosun diyeneler olucak fakat bunun insani eşitlikler temelinde ele alınması taraftarıyım. Neymiş kadın erkeğin kaburgasından yaratılmış. Yalan! Erkek kadının vajinasından yaratıldı dangalak, çıktığın yeri ne çabuk unuttun? Namus nedir diye sorulur, zaten kadınlarımızın önüne toplumumuz tarafından çekilen en büyük setlerden bir tanesi olan bu kavramın tanım ve pratiklerinin belirlenmesi erkeğe bırakılır. E ama conconcum, sen nası bi insansın?
Birini seviyorsunuz, onunla aynı yastığa baş koyuyorsunuz, çocuklarınızı büyütüyor, size saçını süpürge yapıyor ama bir balkona çıktığını duymayın. Dayak da cennetten çıkmaydı hani dmi? Benim sizin gibilerle birlikte o cennette olmaktansa zebani ağabeylerimle mangala, eğlenceye kendimi kaptıracağım bir cehennemim var. Bas kömürü, baaaas!
Geçen haftalarda herifin teki çıktı “açık giyinen kadına tecavüz kaçınılmazdır” dedi. Höst ayı! Ne kadar değer veriyorlar kadınlara değil mi? Siz de fark etmişsinizdir. Ciddi ciddi böyle düşünen milyonlar olduğunu söylememe gerek yoktur sanırım. Kilosu 30 liraya kasaptan alınan etten daha değerli bir şey olarak görmediğini gösterdi o ilahiyatçının kadınlara bakışının. Yazıktır, en büyük günahtır lan!
Ben böyle insanlarla aynı memlekette yaşadığım için kendime üzülüyorum, yarın eşim dostum çocuğum sokaklarda bu tarz insanlarla aynı alanları paylaşacak, bunların çocuklarıyla aynı okullarda okuyacak diye çok üzülüyorum. Dağdaki çobanla bi meselem yok ama bunlarla da aynı oy hakkına sahip olmak ayrıca üzüldüğüm nokta.
Netekim bitiriyorum, siz kadınlarımız, yarın anne olacak genç kardeşlerim. Kendinizi ezdirmeyin, okuyun çalışın çabalayın. Siz bizlerden, erkeklerden daha akıllı daha mantıklı oldunuz her zaman, en azından benim hayatıma girenler öyleydi- ve bundan hiçbir zaman gocunmadım. Bu ülke eğer çağ atlayacaksa, büyük bir güç olacaksa, yarın çocuklarımızın büyüyüp aklı selim, yeniliklere önder bireyler olmalarını istiyorsak, yılmayacaksınız. Başarılı erkeğin arkasında değil, bir adım önünde olacaksınız, başarıyı paylaşmanın zevkini tadacaksınız. Erkek egemen toplumumuz beni dellendirdiği sürece sizlere yazmaya devam edeceğim. Namus ve dini sana karşı kullanmalarına, senin hayatını kısıtlama aracı olarak görmelerine de olanak verme, biliyorum ki sen namusu da dini de o gerikafalılardan çok daha saf duygularla yaşıyorsun. Şunu da belirtmeden geçmeyeyim, ben sizleri et parçası olarak değil, kardeş, arkadaş gibi görenlerdenim. Göremeyenler utansın. Utandırın, hatta birlikte utandıralım! Sevgilerimle.