Sizlere uzak uzak diyarlardan sevgi dolu
cümlelerimle geldim demek isterdim fakat şu henüz dün bitirdiğim 24. yaşım
içerisinde uzaklara gidemedim, poff. Gittiğim en uzak yer Angaraydı yani o
kadar diyorum. Peki neler yaptım şu 24. yaşım içerisinde sorarım kendime?
Efendim biliyorsunuz 10 Aralık’ta doğan
ender şahsiyetlerden biriyim, beni bu özel günde doğurduğu için öncelikle canım
anneme teşekkürü bir borç bilirim ve karşılık olarak kendisinden gelecek ‘Aman
benim canım oğluum, aman benim yakışıklım, dünyalar kurban olsun sana’ lafları
için de ortalama bir Karadenizliden pek daha hacimli ve kemerli burnumu tee
fezalara kadar kaldırırım. Gençler size bir sır vereyim mi, annem beni hiç
böyle övmedi lan. Hatta pek övmedi desem de yeridir. Hatta kimse beni böyle
övmedi amk, sadece valide sultan değil. Ben de çareyi ‘lan madem kimse beni
övmüyor, kendi kendimi öveyim belki inandırırım bazı kişileri’ demekte buldum.
Biliyorum çok ezik bir durum, ne yapalım işte, buraya ne yazıldıysa o!
23’ü bitirip 24’e girme şenliklerinde baya
bir eğlendikten sonra işler sarpa sardı ve bir süre bildiğiniz boka bulaştım,
öyle böyle değil yani. Lost bile bu kadar bozmamıştır .mına koyim. Ne
yaparsınız kader kısmet, tuvalet bekçiliği yaparsan boka da bulaşırsın çişe de
sevgili benliğim! Bir kaç hafta sonra ‘Yok artık LeBron James, afedersin de
skerler yani’ diyene kadar da bu durum böyle devam etti gitti. Sonra da hohohoo
bitti. Bitti diye sevindik de akıllandık mı peki? Yok anacım, gittik çocuk
bahçesine daldık bu sefer de. Neyse ordan da bir şekilde kurtardık paçayı.
Benim esas geleceğim kısım reklamlar, bugün bir TV kanalı parayı reklamdan
kazanıyor bebeğim, e ben de TV gibi çocuğum öyleyse reklam yapmalıyım. (Şu
çıkarsamalarıma bayılıyorum yea)
Zamanlardan tecrübe kazanmak için işe
girmemin bir kaç hafta sonrası, enerjik 10 kadar gönül dostuylan Büyükada
yollarına koyulduk, enerjiğiz ya illa ki kaşınıyoruz dedik bisiklet
kiralayalım. Fikir kimden çıktıysa ağzına zıçaym! Evet o benim hohoho. Kiraladık
bisikletleri fakat ben iki dakikada bayıldım efenim. Bildiğiniz anlık bilinç
kaybı, yüzde sararma, görülen beyaz ışık bir nevi ‘Let the Angels Guide You’ moduna
soktu bizi. Aranıza geri döndüğümü benim çok sevgili psikopat arkadaşımın
‘Anaaa herif öldü lan galiba’ seslerini duyduğumda anlayabildim. O gün işte bir
milattı. Dedim ki, güzel insan, sevgi kelebeği, genç kızların sevgilisi (evet
Cougar takılmıyorum) hayatta ikinci bir şans verildi sana, ye dua et sev. Ben
naptım peki? Hay skiim yeni paragrafa geçmek istedim tam şu an. Edebi açıdan
yazının tüm akışını mahvedecek olsa bile, amaaaan siz biliyor ben canım ne
isterse onu yapar.
Eveeet nerede kalmıştık? Troll’e bağladık
amk gene, o bi film ismi olm. Hem ben dua etme kısmında da pek yetenekli değilim
işin açıkçası. ‘Fakat ne yaptın kuzum, anlatsana neler oluyor yahu!’ dediğinizi
duyar gibiyim, sizi merakta bırakmadan söyleyeyim, işi bıraktım ve bir bisiklet
sahibi oldum. Burdan bakınca evet biraz ‘aklını skiim’ gibi duruyor ama öyle
değil işte, bi bekleyin yargılamadan önce yea. Hem only god can judge me
diyorum ve bu yaratıcılığımı yazacağım kitabı ‘Let there be lights’ diyerek
başlatmak suretiyle taçlandıracağım. Veee ben, frtncr™ yeni bir başlangıç yaptım ve dönüp arkama bile
bakmadım. 3 ay sonra ne oldu peki? Gençler artık 2 dakikada bayılan bir public
figure yok karşınızda, bir seferde 45 km. bisiklet basıyorum(biz baykırlar
böyle konuşuruz taam mıaaa!) ve yorulmuyorum bile. Hoh çok havalıyım.
Dönelim bayılma mevzusuna, hacı beni
ambulansa attılar ve bu sayede bir çoğunuzun ulaşamayacağı bir mertebeye
ulaştım, adada arabaya bindim leaaaan. Hohohoo! Fakat bu sevinç uzun sürmedi,
doktor amcamızın ‘Yakışıklı evladım, 6 milyarda bir görülen bir durumla karşı
karşıyayız, üzgünüm ama çok az bir süre ömrün kalmış, bu süreyi anakaraya ayak
basıp Hilal Cebeci ile fanfinfon yaparak geçir’ demesini beklerken bana
‘Bayılmışsın, korkulacak bir durum yok, git tahlil yaptır, soran olursa Senkop
diye bir şey olmuş dersin’ dedi. Lan olm ben de biliyorum yani bayıldığımı,
thank you! (Sinirlenince hep İngilizce konuşurum) Senkop da zaten bayılmanın
tıp dilindeki adı sen kimi kandırıyon kimi! Fikirtepe çocuğuyum yığarım bizim
kaaveyi buraya hea diyesim geldi de aman dedim deymez. Sen bana laik
değilsin...
Ancak çok akıllı olanlarınızın
anlayabileceği gibi, evet yeni hobim bisiklet. Peki yalnızca bir yeni hobim mi
var, nayn! Bir enstrüman çalmaya başladım artık ve kendisini çok sevdik. Evin
baş köşesine koyduk. Acaba nedir nedir diye sormayın, daha erken. En az bir
parçayı tamamiyle çalabilmeliyim ki ardından söylemeliyim. Çok da
prensipliyimdir.
Artık çok geç olmuş gençler, biliyorum
deliler gibi frtncr™ aşeriyorsunuz
fakat ben yatıyorum yea, malum 6’da uyan filan. Profesyonellik benim göbek
adım.
Haydi nice yıllar bana, vay size vaylar da
size; ne yaparsınız hayat müşterek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder