18 Tem 2010

Hanimiş benim halkııım?

      Dün İstanbul'u yönetenlere tramvayda yüksek sesle ettiğim masum küfürler pek hoş karşılanmadı, oysa ki sadece "Ben bu kenti yönetenlerin taa .." diye başlamıştım. Masumum lan ben! Hadi dedik olur dedik yürüdük gittik ama 10 dakka sonra Dolmabahçe'de Kutsal Ampul İnsanı tayyib karşıladı şahsımızı.. Kötü güüün kötü güün dedim geçtim geçmesine de bendeki bu bol kepçe küfür sorununu nasıl halledicez hiç bilmiyorum. 






      Aslında tüm suç saygıdeğer ebeveynlerimin, şöyle ki, efenim ben küçükken de çok küfür ederdim.. Hatta piçin önde gideniydim.. Küfür eden çocuğun ağzına acı biber sürülmesi gerekir; şurdan biliyorum “Anneliğin Altın Kuralı” isimli kitabın kapağında gördümdü tee bi zamanlar.. Kapakta anne bebek bi de acı biber vardı ki takdir edersiniz ben o sıralar okumanın hazzına henüz ulaşamamış zavallı ezik aynı zamanda beybifeyiz bi velettim ki derginin adını da kafamı referans noktası almamız durumunda -1 metrelik bir rakımdan uydurduğum pek de bi belli. Sırf ben terbiye sahibi bir birey olayım diye 6 yaşımda doğup büyüdüğüm topraklardan zalımca aldılar kopardılar, iki mahalle öteye taşıdılar zalımlar!! Sonra noldu, senelerce birlikte büyüyüp kendisilerine rahaaatça küfür ettiğim yoldaşlarımın yaşadığı mahalleden, benim için dalından gül koparabilen kızların bulunduğu (What uuuuup?) mahalleye geçince tabi ben böyle bi mala bağladım doğal olarak..
      Netekim gelicem gelemiyorum, bak dur aklıma gene bişey geldi, geçen gün bi stadium dolusu adam bi dene portekizli serseri için acayip sesler çıkararak – bazı kaynaklara göre zevkten dört köşe olmuş bi şekilde bağırmışlar yahu.. Tövbeeee.. Hadi stadda bağıran hatun bacı kardeşlerimi anladım da lan size noluyo? Koynunuza mı alcanız herifi ne bu salaklık? Sözüm sırf portekizli serseri için çığlıklar atanlara değil, bunun bi de ispanyol versiyonu gelcek, onun için de daha gelmeden bağıranlara da aynı zamanda nihahaha..

       Neyse çok da lülü.. Demem o ki çok yaşa social networking, siz halkıma ulaşmam için bir fırsatsın seen!!

       Hani var ya böyle manken çakması şarkıcı bozuntuları – onlar kendilerine sanatçı diyolar ama şükürler olsun ki bir sanatçıyla bir kaltak arasındaki farkı şıp diye çözüyorum, size de ipuçları verim de tecrübelerimden faydalanın.. Ya da vazgeçtim faydalanmayın..

       Biliyorum daldan dala atlamak konusunda üstüme yok ama; tayyip kooooş… demek istiyorum, ama koşamasın da istiyorum ama bu günün konusu değil bu.. Nası olsa sekiz senedir aynı terane.. “Mağduruz biz amcaaa, elma şekeri verdiler bizeee, inşaata götürdüler sonrraaa” edebiyatı tüm akp kadrolarında yaygın bir reklam şekli; millet olarak da inandık tabi bu inşaat macerasına fakat ortada ne inşaat var, ne “Gel sana elma şekeri alıcam bak” diyen bıyıklı gıllı bi amca; ellerinde tuttukları elma şekerinin ise nerden geldiği belli bile değil. Ey Türk Milleti, senin kaderinde bir elma şekerinin olduğuna inandıranlarla sana mutluluklar, bu saatten sonar hiç zkmde değilsiniz..

      İşte sevgili halkım, benden bi halt olmaz, ben inanmıyorum siz de inanmayın. Bi de benden borç para istemeyin laaağn!

      Öptüm mucka. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder