Başlığımızdan da anladığınız üzere bugün Devlet Bahçeli ile ilgili çok önemli bilgiler aktaracağım size!
Şaka lan şaka. Çok da fifiydi Devlet amca. Daha önemli konularımız var. Kendimi siz halkıma karşı sorumlu ve bir o kadar da sorunlu hissettiğim için hem aranızda gözükmüyor, hemi de sizler için çalışıyorum. Vallahi de bulamazsınız böylesini, zohohoho.
Şimdi canlar kafam bi karışık ki söylesem inanmazsınız o yüzden ne ben yalancı durumuna düşeyim ne de siz boş gözlerle bakın. Bi kutu nutella bitirdim yine acayip dengesiz bi insan oldum, elim dursa ayağım durmuyo naletyus.com .
Bu aralar bi projem var, Istanbul by Night tadında bişeyler yapıcam fakat öncelikle yağmurların durmasını beklemeliyim. Neden yazdım buraya? Buraya yazmazsam biliyorum ki kıçımı yayacağım. En iyisi böyle.
Flaş Flaş Flaş... Fırat Tuncer: "En iyisi böyle" dedi.
Hee dedim de noluyo oğlum bu magazin haberi esintileri filan? Habere konu olana manken bedava mı tööbe tööbe. Çıkarma bokunu bi zahmet. Bak kafam da karıştı. Allam süpaneke, dinimiz amin.
Bi ara bi arkadaşa nası böyle şımarık olabildğimi anlatan bi yazı yazma sözü vermiştim. Hadi bari ona çevirelim konuyu.
"Nasıl böyle oldum" dedi.
Anladım çoktan çıktı bunun b.ku. Kibar yazayım da kurtaralım birazcık. Şimdi sorunun sahibi arkadaş, bak canım şımarığım maçoyum tamam ama perdelerimi kaldırdığımda ki o perde kaldıraçları som altından bizim evde gene şımarığım gene şımarığım. Yok yapıcak bişey yok malesef.
Çok uzun zamanlar önceydi... Yani Fener'in Türkiye Kupasını kazanabileceğine inanılan yıllar.. 4-5 yaşındayım, hemi de deli gibi yağuşukluym. Mahallede de ablalar var beni çok severler. Ben elliycem dedim onlar elletti, ben elliycem dedim onlar elletti, bacakları hea aman çıkar delinin biri de "ulan o ellediğin bacak benim eşimin bacaa" der vurur hiç uğraşamam şimdi kurşunu elini kaldırmak suretiyle yavaşlat sonra gözünlen durdur, akabinde de ajan simitin bi tarafına.. Tembel adamım uğraşmam. Diyeceğim o ki, hacı ben de bilmiyorum neden böyle şımarık olduğumu valla. Allah belanı versin ki bilmiyorum.
"Unutulanlar Unutanları Asla Unutmazlar!" dedi.
Bak yalan konuşma bari dış ses, konuşurken ünlem kullanmam ben. Ayrıca da onu söyleyen İbrahim Erkal'dı. Sarışın bi ablamız vardı onla klibini bile hatırlıyorum.
"İnat Etme Gel Barışalım" dedi.
Bunu söyleyen de ben değilim, alt komşu. İnişli çıkışlı bir birlikteliği her hafta başı bitirip diğer hafta başı birleşen bu güzide çiftimiz, bana da ikili ilişkiler konusunda bir İskenderiye Feneri gibi katkıda bulunuyorlar. Muhabbetlere ölürsünüz duysanız. Ben bazen işi gücü bırakıp dinliyorum vallahi. Geçen ay her akşam "Seviyorum ulan, seviyorum oooğlum" nidaları ile inletiyordu apartmanı çiftimizin erkek bireyi.
Sözün özü abilerim ablalarım, kaçıyorm ben. Ocakta yemeğim var. Eee ne de olsa çapkınım ben!
"Çapkınım" dedi.
Laaaaan! Delirtme adamı, asabiye çıkıyo adımız sonra. Hadi ben kaçtım. muck
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder